Perakende Yasası'nda E-Ticaret

Perakende Yasası’nda E-Ticaret Hakkında Düzenlemeler

Covid 19 Pandemisi nedeniyle tüm dünyada ve Türkiye’de fiziki mağaza satışları düşen perakendeciler E-Ticaret yatırımlarına ağırlık verdi. Pandeminin başlangıcından bu yana e-ticaret yatırımlarında %85’lere varan rekor büyümeler yaşandı, yatırımların 2021 yılı içinde de hız kesmeden artması bekleniyor. Perakende yasası yeniden tartışılırken Perakende Yasası’nda E-Ticaret hakkında düzenlemeler de gündeme geliyor.

E-Ticaret sektöründeki genişlemenin doğal sınırları hakkında ilk uyarı kargo firmalarından geldi. Kargo firmaları kampanya dönemlerindeki yoğunluğa yetişemediği için kota uygulaması başlattı. Bir başka uyarı da sanal pazaryerlerinden geldi, sanal pazaryerleri artan talebe yanıt vermekte sorun yaşadı, mağaza açılışları ve ürün yükleme işlemlerinde gecikmeler yaşandı.

Pandemi öncesinde Türkiye’de online perakendenin, toplam perakende içindeki payı %6,2 seviyelerindeydi. Pandemi ile birlikte e-ticaret ekosisteminde hiçbir senaryoda olmayan bir büyüme yaşandı. Sonuç olarak e-ticaret ekosistemi kısa sürede yeni duruma ayak uydurdu kapasitesini genişletti ve sorunların bir bölümünü kısa zaman içinde aştı. Kapasite genişlemesi ile aşılamayacak yapısal sorunlar ise bir süre daha gündemimizi meşgul edecek gibi görünüyor.

Perakende E-Ticaret’le Başlayan Dönüşüm

Offline perakende sektöründe üretici, toptancı, dağıtıcı ve perakendeciden oluşan bir tedarik zinciri var. Toptancı üreticiden toplu olarak ürünü alıp üreticinin odağının üretimde kalmasını sağlıyor. Dağıtıcı, toptancıdan belirli bir alım garantisi ile iskontolu ürün alıyor böylelikle toptancının finansal riskini paylaşıyor. Bunun yanısıra dağıtıcı; ürünün perakendeciye ulaştırılmasını ve handling (elleçleme) işlemlerini yapıyor. Zincirin son halkası olan perakendeci ise tüketicinin ulaşabileceği noktalarda mağaza açıyor ve ürünün satışını gerçekleştirip sistemi finansal olarak besliyor. Para ile ürünün ters yöndeki yolculuğu; tüketiciye ürünü, üreticiye de finansal kaynağı ulaştırıyor.

E-Ticaret’in Tedarik Zincirinde Yarattığı Yıkıcı Dönüşüm

Offline perakendenin unsurları arasında her ne kadar gri bölgeler olsa da işbölümüne bağlı bir görev bölüşümü var. Offline perakendede toptancının veya dağıtıcıların nihai tüketiciye ürün satması fiziki olarak mümkün değil. Online perakende de ise roller yeniden dağıtıldığı için bu ayrım flu. Bu flu alanı değerlendirmek isteyen işletmeler klasik perakende zincirindeki pozisyonlarına ek olarak online perakende yeni roller ediniyor. Offline perakendede bayi kanalından satış yapan firmalar, e-ticaret yaparak son tüketiciye doğrudan satış yapmayı deniyor. Bayilik yapan firmalar da bu duruma yanıt olarak bayisi olmadığı başka ürünleri sanal pazaryerlerinde satmaya çalışıyor. Bu çelişkiler şu an için yönetilebilir düzeyde ancak e-ticaret cirolarının oransal olarak artması ile birlikte bu eksende offline perakende zincirinde de hasar yaratacak bir gerilim birikiyor. Perakende Yasası’nda E-Ticaret alanı es geçildiğinde kısa vadede yüksek kar için atılan adımlar orta uzun vadede tedarik zincirinde yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

KOBİ’lerin Sanal Pazaryerleri Dilemması

Türkiye’de Amazon doğrudan kendi markasıyla, Ebay ise Gitti Gidiyor olarak faaliyet yürütüyor. Kore’nin en büyük firması SK Group, N11’in ortağı. Trendyol’un çoğunluk hisselerinin sahibi ise Çin menşeli AliBaba. Tablo ortada, KOBİ düzeyinde e-ticaret yapanların bu tablo ile rekabet etme şansı yok. Bu bir sorun ve bu sorun sadece ülkemizde değil bütün dünyada yaşanıyor. İş öyle bir noktaya geldi ki; Rusya, Çin, ABD ve Hindistan küresel e-ticaret aktörlerinin yerel ticarete zarar verdiği iddiası ile sanal pazaryerlerinin faaliyetlerine dair çeşitli regülasyonlar getirdi.

Sanal pazaryerleri dünyanın en büyük firmaları, çok büyük bir sermaye gücüyle pazara giriyor ve bütün piyasayı domine ediyorlar. Bu durumu bizzat görmek için Google’da herhangi bir ürün aramanız yeterli. Google’ın ilk sayfasında yer alan on bağlantının en az dört tanesinin sanal pazaryerlerine ait olduğunu göreceksiniz. Sanal pazaryerlerinin devasa reklam bütçeleri ile rekabet edemeyen KOBİ’ler; %35’e varan komisyon oranları ve 45 güne uzayan vadelere rağmen sanal pazaryerinde mağaza açmak durumunda. KOBİ’ler kendi ürünlerini sanal pazaryerlerinde değil de kendi e-ticaret mağazalarında satmaya kalktıklarında ise kendilerinin de güç verdiği dev bir rakiple karşı karşıya kalıyor.

Türkiye’deki sanal pazaryerlerine dair daha geniş bilgi almak isterseniz bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.

E-Ticaret Siteleri Tüketici Güveni

KOBİ’lerin kendi e-ticaret sitelerinde satış yapmasının önündeki başka bir engel de tüketicinin güven algısı. Tüketiciler sanal pazaryerlerine güveniyor ancak KOBİ’lerin e-ticaret sitelerine güvenmiyor. Tüketicilerin yaşadığı mağduriyetlerin bire bin katılarak medyada yayınlanması da bu güvensizliği besliyor. Oysaki bu alan yasa ile düzenlenmiş durumda, 2014 yılında yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’la tüketici hakları güvence altında. Bunun yanında e-ticaret sitelerine dair güven oluşturmak için Ticaret Bakanlığı’nın 2017 yılında uygulamaya başladığı ETBİS uygulaması var. Bütün bu çabalara rağmen gelinen noktada tüketici algısında güven oluşmadığı için işini düzgün yapan KOBİ’ler mağdur oluyor. Perakende Yasası’nda E-Ticaret e dair yapılacak düzenlemelerle bu durumun önüne geçilebilir.

Kendi e-ticaret operasyonunu yapma yeterliliği olmayan küçük işletmeler için satış olanakları sunan sanal pazaryerleri kendi e-ticaret sitesi üzerinden satış yapmak isteyen KOBİ’lerin karşısına bir engel olarak çıkıyor. E-Ticaret ekosisteminin ayrılmaz bir parçası olan sanal pazaryerlerinin de içinde olduğu sürdürülebilir bir model oturtmak için kayıtlı e-ticaret alanına dair güven sorunun ortadan kaldırılmasının yanı sıra sanal pazaryerlerinde; sahte ürün satışını engelleme, rekabete zarar veren yatırımları sekteye uğratan yıkıcı fiyatları denetleme ve adil komisyon oranları uygulama konularında düzenlemelere ihtiyaç var.

E-Ticaret’e Dair Çözüm Önerileri

Sanal pazaryerleri son 10 yıl içinde kuruldular ve bu kısacık zaman içinde dünyanın en değerli firmaları oldular. Sistem bu devasa yapıları yarattı ve bu yapıları beslemeye devam ediyor.
Türkiye için değerlendirildiğinde neredeyse tamamı yabancı yatırımcıların elinde olan sanal pazaryerlerinin toplam değeri ülke olarak verdiğimiz 157 milyar dolarlık döviz açık pozisyonunun %1’i ne denk düşüyor. Hafife alınamayacak bir büyüklükle karşı karşıyayız ve büyüme artarak devam ediyor, bu noktada yasa yapıcıların bütün taraflar için adil bir zemin oluşturmak adına düzenleyici önlemler alması gerekiyor. Sanal Pazaryerlerinin komisyon ve vade uygulamalarına dair hakim durumu lehine kullanmasının önüne geçmek amacıyla kamuoyunda kısaca “Hal Kanunu” olarak bilinen 5957 Sayılı Kanun’a benzer bir düzenlemeye gidilebilir. Hazır, 6585 Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yeniden görüşülürken bu konuların gündemde tutulması çıkarılacak yasaların zamanı ıskalamaması anlamında çok önemli.

Konunun bir de tüketici boyutu var. Tüketicilerin de bir nevi e-ticaret ahlakı geliştirmesi gerekiyor. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, tüketiciye neden bildirmeksizin iade hakkı tanıyor. Kargo ücreti de dahil hiçbir ücret ödemeden koşulsuz iade hakkı olduğu için “Nasıl olsa iade ederim.” diyerek fazla ürün alanlar, bilerek veya bilmeyerek ülke kaynaklarını heba ediyor. E-ticarette bilinçsizce alışveriş yapıp iade etmek, yere çöp atmaktan veya yemek israf etmekten farksız. Bu israfın önüne geçmek için plastik poşet kullanımını bir yıl içinde %77 oranında düşüren Ücretli Plastik Poşet Uygulaması’na benzer bir uygulama yoluna gidilebilir. Tüketici haklarının korunması ile çevrenin korunması arasında bir denge gözetilmesi adına tüketicilerin ürün iadesi yaparken küçük de olsa bir bedel ödemeleri davranış değişikliği adına etkili olabilir. Tüketicilerin ödeyeceği bu bedel doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın veya belediyelere aktarılabilir.

E-Ticaret’in Sınırları

Televizyonun icadı radyoyu işlevsiz kılmadığı gibi E-Ticaretin ortaya çıkışı da klasik perakendeyi işlevsiz kılmadı. E-ticaretin en yoğun olduğu ülke olan Çin’de bile her 100 alışverişten 70’inin offline’da gerçekleştiğini de hesaba katarsak E-Ticaret in offline perakende ticaretin yerini alacağına dair öngörülerin fütüristik bir yanılgıdan ibaret olduğu söylenebilir ancak e-ticaretin daha bir hayli gelişeceği de bir gerçek. Yeni araladığımız bu kapının ardında bizi neyin karşılayacağını bugün attığımız adımlar belirleyecek. Perakende Yasası’nda E-Ticaret hakkında yapılacak düzenlemeler bu bağlamda yarınlarımız için önemli.

Utku Dinç

Size nasıl yardımcı olabiliriz?